Son Dakika

Eğitim İş’in açıklamasına veliden cevap

Eğitim İş’in açıklamasına veliden cevap

ERDOĞAN DEMİR

Rasim Ergene İlkokulu’ndaki iddialar ile ilgili Eğitim-İş Keşan Temsilcilik Başkanı Erol Yazla’nın geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, iddialarda bulunan velinin cevaplaması için sorduğu sorulara, veliden cevap geldi.

Keşan Rasim Ergene İlkokulu’nda, kamuoyunda yer alan bazı iddialar ile ilgili olarak Eğitim-İş Keşan Temsilcilik Başkanı Erol Yazla’nın geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, iddialarda bulunan veliye cevaplaması için bazı sorular yöneltmişti.

İddialarda bulunan veliden, bahse konu sorular ile ilgili şu cevaplar verildi. “Değerli Erol Yazla hocamın sorularını cevaplamadan önce kıymetli hocama kendimin de Eğitim Fakültesi’nden mezun olmuş öğretmenlik dibasını almış biri olduğumu ifade eder, eğitim camiasına yılarca hizmet etmiş birisi olarak öğretmenlik mesleğinin ne kadar kutsal olduğunun bilincinde yaşayan birisi olarak bildirmek isterim ki, hocamın ifade ettiği gibi eğitimde şiddet asla olamaz düşüncesinde olan bir veliyim. Ben hiçbir gazeteye gidip de acıtasyon yapmadım. 1 Kasım’da hakkımda çıkan iddialara yanıt verdim ve daha sonra şahsıma sorulan sorulara cevap veriyorum. Eşim değişik sosyal medya aracılığıyla bir takım hissiyatlarını ifade etmesi ve bir annenin 1 haftadan beri çocukları için üzülmesi ve durumunu ifade etmesi siz de takdir edersiniz ki ‘acıtasyon’ denmesi bütün anneleri üzeceğiniz fikrindeyim. En son 06.11.2024 tarihinde hakkımda basına yansıyan sorulara yanıt vermem istenmiş, vereyim; Burada mağdur olan masum çocuklarımızdır. Ben hiçbir öğretmeni tehdit edecek bir insan değilim. Sizin de takdiriniz üzere çocuklarımızın sağlıklı, huzurlu şiddetsiz bir ortamda eğitim öğretim görmeleri için değerli öğretmenlerimize teslim ediyoruz. Defalarca izah ettim, yine izah ediyorum, sizin sorduğunuz sorulardan şunu anladım ki sanki olay bir günlük olaymış gibi bir algı oluşmuş. Halbuki ben ve diğer veliler bir aydan beri çocukları başka yavrumuz tarafından şiddete maruz kaldı. Hatta 17 tane veli aynı durumdan muzdarip olduğunu gerekli yerlere birlikte dilekçe verip ilgililerin konuya çözüm bulmalarını istemelerine rağmen,  biz sıcak bakmayıp konunun okul tarafından çözümlenmesini bekledik. Fakat olay bir günlük hadiseymiş gibi yansıtılması farklı taraflara çekilmesi, hoş olmayan bir durum. Bu çocuklar bir aydan beri mağdur. Hangi sınıfta hangi öğrencinin eğitim göreceğini ben değil, hiçbir veli karar veremez. Ama çocuklarımızı ilgilendiren bir durumda soru sormanın, veliler olarak bir sakıncası olmadığını düşünüyorum. İki çocuğumun önünde ben kimseyi tehdit etmedim. Karakol ifadelerinde memur arkadaşlar şahsınızı tehdit edildi mi sorusuna ‘hayır’ ve ‘size hakaret edildi mi?’ sorusuna ‘hayır’ bir tek yüksek sesle bağırdığımı beyan etmiştir. Dilerseniz savcılıkta olan ifadeleri basınla paylaşabilirim. Bu konuda kameranın sesli olarak dinlenmesini istedim. Ne acıdır ki  ifadeden sonra görüntü alan kameranın ses kaydı almadığını öğrendim. ‘Tehdit etmiştir’, ‘hakaret etmiştir’ gibi mesnetsiz itiraflar atılması kabul edilir şey değil. Ben bir veliyim, diğer veliler de dilekçe ile destek vereceklerini ifade ettiler. İki gün sonra kendi kızım aynı şekilde şiddet gördü. Okula gittim durumu ifade ettim. Gerekli önlemler alınmazsa, çocukların can güvenliği temin edilmesi, kalıcı hasar meydana gelirse yaşanan mağduriyetten dolayı 17 tane velinin dilekçe vereceklerini, bu durumda hem öğrencilerinin hem bu sınıf değişikliği kararını alan hocamızın mağduriyet yaşayacağını, yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını ifade ettim. Ben kimim ki sürgüne göndereyim? Ayrıca dilekçe verecek veliler akıllarını haşa kullanamıyorlar da ben mi onların akıllarını kullanıyorum? Değerli idarecilerimiz ikazlara rağmen gerekli önlemlerin alınmaması neticesinde ve çok büyük bir olayın yaşanması durumunda, gerekli işlemlerin yapılması durumunda iki tarafın da mağduriyet yaşamasını ifade etmek suç lisanı mıdır? Kıymetli hocam, olay bir aydan belli mesai saatleri içerisinde oluyor. Çocuklar teneffüse çıktığında, benim çocuğum mesai saatlerinde saldırıldığını söyledi. Ayrıca raporu dışardan değil Keşan Devlet Hastanesi’nde görevli doktorumuz vermiştir. Benim ve bir başkasının ifadesiyle kıymetli doktorlarımız adli rapor vermezler. Okulun asla huzurunu bozmadım. Ben okula, müdüre hanımın benden çocukların raporunu istemesi üzerine çocuklarımın raporunu bırakmak için eşim ve çocuklarımla birlikte gittik.

Düşüncemiz, okula raporları bıraktıktan sonra önce hastane kontrolüne sonra randevu aldığımız için ilçe milli eğitim müdürümüzün yanına gidecektik. Kıymetli hocam ben eşim ve çocuklarımla okula girdiğimizde koridorda ilerlerken rehber öğretmenimiz ile karşılaştığımızda kamera görüntülerinde de mevcut olduğu üzere çocuğun kafasını göstererek ‘hocam bu çocuğun durumu nedir? Defalarca söyledim durumu çocuklarımız öldüğü zaman mı bizi ciddiye alacaksınız’ dedim. Şahsım olarak kimseyi tehdit etmediğim ve hakaret etmediğim halde okuldan kovuldum. Çocuklarımın yanında onurum ve gururum hiçe sayıldı. Bir aydan beri yaşanan bu hadisenin asılsız ve mesnetsiz olduğunu iddia ediyorsanız, 17 tane öğrenci ve veliyi dinlemeden yargısız infaz yapmamanızı istiyorum. Sonuç itibari bahse geçen olayla ilgili tek taraflı bakmamanızı rica ediyorum. Mağdur olan öncelikle gözbebeğimiz yavrularızdır. Bu konuyu özel yavrularımızın üzerine çekip şahsımı ailemi çocuklarımı hedef gösterip kışkırtıp benim eşimin çocuklarımın üzerine gönderilmesini ve psikolojik baskı yapılması etik bir davranış olmadığını ifade etmek istiyorum. Rabbimden temennim o dur ki, şahsımı yargısız yapanlar benim durumuma düşmez, hiçbir aile bu şekilde mağdur olup basına düşmek istemez. Ben şahsım ve ailemle ilgili kamuoyunun gündemini meşgul edilmemesini istiyorum. Yine de takdir sizindir ve şahsımla ilgili sorularınızı her zaman özelden gerek yazılı gerek sözlü olarak cevaplamaya hazırım. Özel hayatın gizliliği esasınca  kısa ve öz cevaplar verdim. Sonuç itibariyle benim çocuklarım o okula gidecekler daha fazla medyayı meşgul edilip çocuklarım ve aileme psikolojik baskı yapılmasını istemiyorum. Ayrıca 10 Kasım ve 24 Kasım münasebetiyle başta başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.” dedi.

 

 

 

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL